25 Şubat 2023 - Cumartesi

CENNETİNİ YARATMAK

Neden insanlar sürekli karşısındaki insanı aptal yerine koyuyor aklım almıyor. Yani en zeki olduğunu düşünmesi biraz komik gelmiyor mu size de?

Yazar - Seliz ARAY
Okuma Süresi: 6 dk.
544 okunma
Seliz ARAY

Seliz ARAY

-
Google News

CENNETİNİ YARATMAK

Neden insanlar sürekli karşısındaki insanı aptal yerine koyuyor aklım almıyor. Yani en zeki olduğunu düşünmesi biraz komik gelmiyor mu size de? Aslında bizler biraz daha saf olduğumuz için sanırım bu şekilde saçma bir düşünceye kapılıyorlar. Yani iyi niyetimizi koruduğumuz için biraz daha fazla salak olarak değerlendiriliyoruz. Artık bu devirde kimse kimse için iyi niyetli demiyor. Herkes hep bir kurnazlık peşinde. Kendi çıkarları söz konusu olduğunda maalesef gözleri hiçbir şey görmüyor. Sen kırılmışsın ya da kırılmamışsın pek de önemli değil onlar için. Onlar istediklerine ulaşmak için önüne gelen herkesi harcayabilen bencil varlıklar. Ben böyle olanlara insan bile diyemiyorum. Çünkü insan olmanın mayasının güzel olması gerektiğine inanan biriyim. Her şeyi seversin. Canlı olan ya da olmayan her şeye bir saygısı olmalı insanın. Bu dünyadaki tek kişi sen değilsin. Evet, en üstün ırkın insanlar olduğu söylenir. Fakat çevrendeki her şeyi de yok etmeye çalışmamalısın. Yani o zaman bu senin yaptığının vahşetten ya da diktatörlükten bir farkı kalmıyor ki. Her yere binalar dikiyoruz mesela, hem de yerli yersiz, şartlara uyumlu uyumsuz her yere koca koca yapılar inşa ediyoruz. Bunu yapmak için ya ormanlarımızı yakıyoruz ya da ağaçları kesiyoruz. Bununla beraber içinde yaşayan binlerce canlıyı da söküp alıyoruz içinden. Bakın şimdi çok büyük bir deprem felaketi yaşadık. Ne kadar canımız yandı. Binlerce insan enkaz altında kaldı, binlerce insanımız öldü. Bunun sebebi sadece deprem değil. Yanlış yapılaşma bunun sebebi. Japonya’da burada olandan çok daha büyük depremler oluyor ama binalarına bakın, birde can kayıplarına bakın. Deprem kuşağında olan bir ülkeyiz biz fakat buna kader diyoruz. Burada kader var ama Japonya’da kader yok sanırım. İnsanların artık gözlerini açması lazım. Depreme dayanıklı diye satılan binaların hepsi kum yığınına döndü. Neden? Aç gözlülük yüzünden. Birilerinin eline fazla para kalacak diye binlerce ailenin canı yandı. Benim tanıdığım kimse ölmedi o enkazlarda ama ben binlerce kez öldüm izlerken. Uyuduğuma, yemek yediğime utandım resmen. Sonra çıkıldı müteahhitler tutuklanmaya başlandı. Evet sadece birkaç kurban seçildi ve cezalandırılıyor tıpkı Gölcük depreminde olduğu gibi. Ama o inşaatlara onay veren, denetleyen kimseye pek de bir şey olmadı sanırım. Her zaman birileri kayrılırken birilerinin canı yanar. Hayat böyledir her zaman. Bu deprem olayından çok da fazla bahsetmek istemiyorum. Hepimiz perişan olduk biliyorum. Hepimiz utandık, ağladık, küfürler ettik. Hayat bir yandan devam ediyor fakat buna alışmak ya da kabullenerek yaşamak da biraz zaman alacak gibi geliyor hepimiz için. Umarım bu şekilde büyük felaketler yaşamayız bir daha.

Ama asıl sorun günümüz insanların ahlak yoksunu olması zaten. Eğitimsiz ve ahlaksız insanlar yetişiyor artık. Sadece kendini düşünen bencil insanlar. Bunları önceden fark etmemiz lazım ancak ne yazık ki bizim gibi iyi niyetli insanlar bunu pek beceremiyor. Bizim fıtratımızda iyilik olduğu için genelde karşımızdaki insanı da aynı şekilde değerlendiriyoruz maalesef. Onların gerçek yüzünü gördüğümüzde ise çoktan kalbimiz kırılmış oluyor, geçmiş olsun. Ben artık bununla ilgili kendimde bir savunma mekanizması oluşturdum. Yeni insanlarla konuşuyorum falan ama güvenmiyorum. Söylediklerinin gerçekliğini her zaman sorguluyorum. Körü körüne inanan Seliz artık yok yani. Hayır, insanlara güvensiz değilim hala hak edenlere güveniyorum. Körü körüne inanmayı bıraktım. Başkalarından artık hiçbir şey beklemiyorum mesela. Ben istiyor muyum bir şeyi yapmak yapıyorum, istemiyor muyum yapmıyorum. Karşımdakinin vaatleri umurumda olmuyor pek fazla. O yüzden artık kalbim de kırılmıyor. Size de tavsiye ederim. Her şeye şüphe ile yaklaşmak değil de söylenilenlerin doğru olmadığını da düşünerek ikinci bir planla hareket etmek desek daha doğru olur. Her zaman hayata karşı tek plan işe yaramaz. Hatta ikiden fazla planın olması gerekir. Çünkü sen planlar yaparken hayatın seninle ilgili çok daha farklı planları olabiliyor. Bunu hepimiz birçok defa yaşamışızdır, hiç öyle saçma şey olur mu demeyin yani… O yüzden :) artık ne yapıyoruz, insanlara karşı da hayata olduğu gibi birkaç plan ile yaklaşıyoruz. Böyle yaklaşıyoruz ki kendimizi koruyoruz onların pisliklerinden, kötü niyetlerinden, çıkarlarından… Kendimizi görünmeyen şeffaf bir balonda düşünün işte, ama balon kalın öyle kolay patlamıyor. Hak eden insanlarla balonumuzdan çıkar sarılırız. Ama unutmayın hepimiz birer değerli taş gibiyiz. Bizim kıymetimizi anlayanlarla olmalıyız. Sen zümrütken sana çakıl taşı muamelesi yapılan bir ortamda durmamalısın olay bu kadar basit. Umarım bir nebze olsun yine sizlere dokunabilmişimdir dostlar. Artık canımız yanmasın istiyorum. Bir kişi değişir her şey değişir. Unutmayalım bu dünyayı daha yaşanılır kılmak da bizlerin elinde. Kendi cennetimizi ya da cehennemimizi oluşturuyoruz bu dünyada. Ben cehennem yaşamak istemediğim için cennet yaratmaya çalışıyorum kendi hayatımda. Umarım kendi cennetlerimizi yaşadığımız güzel bir dünya yakındadır.

Sevgiyle ve umutla

#
Yorumlar (2)
Volkan gezgin
01.03.2023 18:56
Yazılarında tatlı bir iç muhasebe ile adım adım olgunlaştığını görüyorum. Bu iç münasebeler en çok yaz kişiye yarıyor. Benzer yazılarının devamını dilerim.
Büşra
01.03.2023 11:05
"Sen zümrütken sana çakıl taşı muamelesi yapılan bir ortamda durmamalısın" Kendini akıllı karşısındaki iyi niyetli insanları salak zanneden kurnaz tilkiler yani çakıl taşları, zümrütlerin yanında olmayı hak etmiyor. Kalemine yüreğine sağlık
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.