RUHUN SESİ
Yıllar geçtikçe içimizde biriktirdiklerimiz bizi biraz dibe çekiyor evet. Yorgunluklarımızın olması gayet normal. Kurulan hayallerin yıkılması, verdiğin değerlerin karşılık bulmaması, yaptığın fedakarlıkların boşa gitmesi gibi sayabileceğimiz birçok deney
Seliz ARAY
-RUHUN SESİ
Yıllar geçtikçe içimizde biriktirdiklerimiz bizi biraz dibe çekiyor evet. Yorgunluklarımızın olması gayet normal. Kurulan hayallerin yıkılması, verdiğin değerlerin karşılık bulmaması, yaptığın fedakarlıkların boşa gitmesi gibi sayabileceğimiz birçok deneyim bizleri fazlasıyla yordu. Fakat her ne olursa olsun bu hayat devam ediyor. Hiçbir şeyin kalıcı olmadığını öğrendik zaten. Şu an kendimizi ne kadar kapana sıkışmış gibi hissetsek de bu durumun geçeceğini biliyoruz. Düşünsenize eskiden de yaşadık bu durumları ama belki şimdi düşündüğümüzde çok da aklımıza gelmiyor ya da aklımıza gelse bile o zamanki aynı duygularla hatırlamıyoruz. Ben geçmişte yaşadığım zorlukları düşünerek kendimi güçlendirmeyi seçiyorum her zaman. Geçmişimden ve yaşadığım zorluklardan güç alıyorum. Evet bazen ağlıyorum ama bu da ruhumu temizliyor diye düşünüyorum. Ruhumuzun da rahatlamaya ihtiyacı var. Günlük hayatta o kadar fazla şeye bölünüyoruz ki kendimiz olmaktan çıkıyoruz. Ruhumuzu unutuyoruz, bu dünyaya neden geldiğimizi unutup dünya telaşına düşüyoruz. Aslında bu dünyaya sadece mutlu olmaya geldik hepimiz. Almamız gereken dersleri aldıktan sonra hayatımızda birçok şey düzelecek ama bizler o kadar saplantılı şekilde bağlanıyoruz ki alışkanlıklarımıza bile, konfor alanımızdan çıkmak bize çok zor geliyor. Bunu en iyi yaşayanlardan biri olarak değiştirmeyi çok istiyorum. Başladığım işleri devam ettirememek gibi bir sorun yaşıyorum ve eminim birçok kişi benimle aynı şeyi yaşıyor. Aslında hep kendime sözler veriyorum ama sonrasında alışkanlıklarım her şeyin önüne geçiyor. Bulunduğum durum bu yüzden asla değişmiyor. Aslında aynı şeyleri yaparak hayatın bize farklı şeyler vermesini beklemek aptallıktan başka bir şey değil bence. Çünkü yıllardır aynı alışkanlıklarını sürdürerek ne elde ettin dön bir bak. Tabi bulunduğun konumdan mutluysan ve olduğun yer, yaşadığın hayat seni tatmin ediyorsa ona bir şey diyemem aynı şeyleri yapmaya devam et ki başarmaya devam et. Ama ben benim gibiler için konuşmak istiyorum. Yani hayatta geldiğim noktadan ne kadar mutluyum? Burası tartışılır. İş konusu beni tatmin ediyor mu? Bulunduğum ortamlar bana bir şey katıyor mu? Kendimi geliştirmek için neler yapıyorum? Aslında Seliz ne istiyor? Hepimizin unuttuğu bu soru aslında ve belki de en önemlisi. Sen ne istiyorsun? Seninle görüşmek isteyen insanlar olacaktır ama bunu sen istiyor musun? Eve erken gitmeni isteyen bir ailen olacaktır ama bunu sen istiyor musun? Önemli olan şey bizim neye ihtiyacımız olduğudur. Kimimiz ailesi ile, kimimiz arkadaşları ile ve kimimiz yalnızken mutludur. Ruhunu en iyi ne besliyor diye düşünmelisin. Zaman zaman çöküşlerimiz de bundan kaynaklıdır zaten. Asıl senin ne yapmak istediğini hep es geçtiğin zaman bir süre sonra psikolojinin bozulması, içine kapanman bundan dolayıdır. Ruhunun beslenmeye ihtiyacı vardır. Eskiden ben defterimi kalemimi alır deniz kenarında parka gider yazı yazardım. Kulaklığımı takardım ve aklıma ne geliyorsa kâğıda dökerdim. Zihin her zaman dağınık çalışır ve sadece düşünerek aslında doğru bir sonuca ulaşman daha zor olur. Kalem ve kâğıt ile konuştuğunda ise her şey çok daha net önüne serilecektir. Çocukluğumdan beri günlük tutan biri olarak bunun insanı kesinlikle olumlu yönde etkilediğini biliyorum. Eskiden sizler için daha çok yazı yazardım ve düşünüyorum ki çok daha rahattım. Psikolojik olarak yani rahattım. Yazı yazmalarımın arasının çok açık olduğunu fark ettim. Beni rahatlatan şeylerden biri yazmak ki bu en önemlisi onu anladım. Diğeri ise yoga yapmak. Herkes çok dalga geçiyor yoga yapanlarla fakat gerçekten nefesine odaklanmak insanı inanılmaz rahatlatan bir olay. Nefesine odaklanıyorsun ve sadece kendinlesin o anda. Ruhunu dinginleştiren, istediklerini planlamak için sakinleşmeni sağlayan bir eylem. Zaten aldığımız nefes o kadar önemli ki bu nefes çalışmaları ile kanseri yenenler bile var. Buna örnek olarak kendi annemi verebilirim hatta. O yüzden aslında kendine uygun bir yöntem bulmak ve ruhunu beslemek daha doğru bir karar olur. Ben yazı yazarak rahatlarım, sen koşarak rahatlarsın, kimisi ise boş boş tavana bakarak rahatlar. Bir bak bakalım senin yöntemin ne?
Ruhumuzu beslemediğimiz sürece, kendimizi es geçip etrafı düşündüğümüz sürece bu hayatta asla mutlu olamayız. Bu hayatta herkes kendi hayatından sorumlu. Kendini mutlu etmek zorundasın ki başkalarına da faydan olsun. Önce kendini iyileştirmelisin ki sonra diğer insanlara da dokunabilesin, iyileştirebilesin. Başladığımız işleri devam ettirmek zorundayız. Gökyüzü hareketleri bize başladıklarınızı devam ettirmezseniz cezalara hazırlıklı olun diyor. Devamlılığı sağlarsanız ise ocak ayından itibaren mükafatlarını alacaksınız diyor. Neden bizler de hayatlarımızı değiştirmeyelim. O zaman ruhun sesini dinle değiştir hayatını!
Sevgiyle ve umutla…